انتحال و تر حقى جمعيتى

The Committee of Undertaking and Plagiarism

24 Ekim 2012

Yarış

Bailey Üniversitesi'ndeki bir öğretim görevlisi bütünsel bir varlıktır, sadece bir uzman ya da uzmanlık budalası ya da işinden başka bir şey bilmeyen bir budala değildir, her şeyden önce bir insandır, öğrencilerin güler yüzlü ve dost canlısı eğitmeni, bir model, kelimenin tam anlamıyla bir modeldir. Öğrenciler her bir sömestrin başında bu tür modelleri örnek almak ister. Bir spor salonunda kamuoyuna yeni profesör ve doçentleri tanıtırlar. Bu sırada ödüller de dağıtılır: The most qualified teacher; the kindest teacher; the most attractive teacher etc. Son unvan gecenin zirvesiydi. Bu sunuma davet edilene ve yanımda bir mayo getirmemin istenildiğini öğrenene kadar bu saçmalığa pek önem vermemiştim. Bir mayo mu? Evet, bir mayo, yoksa en çekici hoca nasıl seçilebilirmiş ki? Ödül sadece sevimli bir yüze değil, bütün vücuda veriliyormuş. Mutlaka bu kategoride yarışmalıymışım. Genç bir hoca olarak şansım yüksekmiş. Bir şey söylemeyip şöyle düşündüm: Amerika'da bu bile mümkündür. 
   Bu saçmalığı ciddiye alıp, Bailey'nin ağırlık kaldırma odalarına koşan ve orada ağırlık kaldırma çalışmaları yapan doçentleri görmek beni dehşete düşürdü. Onları neden izlediğimi bilmiyorum. Çoğu Avrupalıydı. İlk başta Amerikalıların vücut kütleleriyle dalga geçtiler, ancak esprilerinin soluğu, sürekli büyüyen ve Avrupalı eğitmen kadrosunun her seferinde daha büyük inatla kaldırdığı halterler altında giderek kesildi... Demirden ağırlıklar altında şurada bir Yunanca gramer, öte tarafta hâlâ okullu olan yaşlı filolog vardı. Ötede, sadece ona kadar sayabilen bir matematikçi: İnleten bir göğüs kası hareketinin on kez tekrarlanması. Bir diğer işkence aletinde baldırlarıyla dev bir ağırlığı sıkıştırmaya çalışan sızlanan bir ilahiyatçı. Bütün gücüyle kürek aletiyle cebelleşen felsefik bir sıskanın kucağında Sisyphos efsanesi. Tekrar yaşlı filoloğa dönerek, bu kez kendini kocaman bir makineye bağlamış, uzaklarda bir yerlerdeki baldır kasını çalıştırıyordu: Mens sana in corpore sano, sağlıklı ruh sağlıklı bir bedende bulunur; adam ne var ki, sunumda iyi bir derece alabilmek uğruna kıpkırmızı kesilmiş hırsıyla aklını kaçırmıştı. Bazıları ciddi ciddi şans hesapları yapıyordu... Kendi kendilerine yaptıkları ter içindeki konuşmalar tahmin edilebilir cinstendi: Price for the most attractive teacher! Evet,