انتحال و تر حقى جمعيتى

The Committee of Undertaking and Plagiarism

2 Nisan 2017

Suçluluk

   (...) Bir zamanlar aynı projede üzerinde çalışırken ikimizin de amiri olan şef, bir hafta boyunca uğraştığı bir işin aslında ne kadar saçma olduğunu söylemiş ve pek de nazik olmayan bir şekilde uyarmıştı Melih'i. Yemeden içmeden kesilmiş; yaptığı işi, daha sonra kendisini, ardından hayatı sorgulamıştı. Yolda bile suçluluk hissiyle yürüyor, kaldırımda yol verme görevinin hep kendisinde olduğunu düşünerek ürkek adımlar atıyordu. Haberi yoktu bundan, ama bana sorarsanız öyleydi. Annesine ekmek alırken bile hayata kendisini affettirmek için, diğer tüm ekmeklere de dokunarak en tazesini seçmeye çalıştığından emindim. Ben böyle bir suçluluk duygusunu otobüs sırasında önüme geçen adama küfrettikten sonra yaşayabilirim. Olur da Melih, otobüs kuyruğundaki aynı adama küfür ederse - ki bunu yapabilme ihtimali benimkinden çok daha fazla - aldığı karpuzun içinin boş olduğunu fark ettiğinde manava duyduğu kızgınlık kadar olurdu. Pişmanlık hissiyle kandırılmışlık duygusu arasında bir denklik kurulamaz, diyorum kendi kendime. Elmayla armut toplanmaz.