انتحال و تر حقى جمعيتى

The Committee of Undertaking and Plagiarism

2 Nisan 2017

Suçluluk

   (...) Bir zamanlar aynı projede üzerinde çalışırken ikimizin de amiri olan şef, bir hafta boyunca uğraştığı bir işin aslında ne kadar saçma olduğunu söylemiş ve pek de nazik olmayan bir şekilde uyarmıştı Melih'i. Yemeden içmeden kesilmiş; yaptığı işi, daha sonra kendisini, ardından hayatı sorgulamıştı. Yolda bile suçluluk hissiyle yürüyor, kaldırımda yol verme görevinin hep kendisinde olduğunu düşünerek ürkek adımlar atıyordu. Haberi yoktu bundan, ama bana sorarsanız öyleydi. Annesine ekmek alırken bile hayata kendisini affettirmek için, diğer tüm ekmeklere de dokunarak en tazesini seçmeye çalıştığından emindim. Ben böyle bir suçluluk duygusunu otobüs sırasında önüme geçen adama küfrettikten sonra yaşayabilirim. Olur da Melih, otobüs kuyruğundaki aynı adama küfür ederse - ki bunu yapabilme ihtimali benimkinden çok daha fazla - aldığı karpuzun içinin boş olduğunu fark ettiğinde manava duyduğu kızgınlık kadar olurdu. Pişmanlık hissiyle kandırılmışlık duygusu arasında bir denklik kurulamaz, diyorum kendi kendime. Elmayla armut toplanmaz.
Ama yarattıkları yıkım veya iç çöküntüsü tümüyle birbirlerine eşit olabilir, neden olmasın? Hayatım hakkında bir yargı vermenin keyfiyle bir yudum daha alıyorum. Herkes canından bezmiş halde yığılmış, kafasını sıkıntıyla bir o yana bir bu yana çevirirken böyle şeyler düşünebildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Dolu dolu bir hayat yaşadığıma dair bir inanç beliriyor içimde. Onu yaşamanın ötesine geçip, ikinci bir hayat çizgisi daha geliştirerek durduk yere zenginleşmiş sayıyorum kendimi. Sınırlarını hiçbir zaman aşamayacağım hayatımda içe doğru bir yol açıyorum. Tünel kazan bir mahkûmum: Kendi hayatımdan kendi hayatıma çıkıyorum. Ömrüme ömür katmak için bir zemin daha oluşturdum ve şimdi kuramını oluşturduğum düşünceyi hemen uygulamaya döküp bu anakara üstünde yeni bir hayat daha kurmak için harekete geçiyorum. Ama Ayşegül "Soğutma çayını," diye uyarıyor beni. "Hadi iç de tazeleyelim." Oysa herkes bardağının yarısında daha, bu ne acele? Kendi içime gömüldüğüm için kısaca uyarıldım. (...)



Ferhat Özkan, Yoksunlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder