انتحال و تر حقى جمعيتى

The Committee of Undertaking and Plagiarism

25 Nisan 2014

Mevki

   Muhtelif karakterde ve ırkta, ayrı düşünüşte insanları, başka başka cinste hayvanlarile bir yerden bir yere göç eden büyük bir "sirk" gibi, Ankara ekspresi de dört sınıf insan taşır. Üçüncü mevkiden yolcu ile ikinci, ikinci ile birinci, nihayet bütün bunlarla yataklı vagon yolcusu arasında -karakterleri ve düşünüşleri itibarile- dağlar kadar fark vardır. 
   Vagon restoranda kafa kafaya veren kalın enseli, iri göbekli adamlar, Sakarya kıyılarında bir boyunduruktan kurtuluş uğruna kanlarını akıtanların hâtırasını bayağılıklarile kirletmekten çekinmezler: Bankalardaki dolu kasalarına yenilerini katmak, apartmanların yanıbaşlarına daha yükseklerini dikmek için binbir dalavere düşünür, binbir dolap kurarlar. Bunların arasında küçük bir tavassut rolile milyonluk bir işten birkaç yüz bin lira komüsyon alan, apartmanlar kuran, içtimaî mevki temin edenlere sık rastlanır. 
   Birinci mevki kompartımanda, herhangi bir suiistimalden sonra kaybettiği mevkiinin iadesi için "İltimas" aramağa giden ve seksapelinin tesirinden istifade kaygısile karılarını da birlikte götüren adamlar görürsünüz.

   İş adamları ikinci mevkide seyahat ederler. Bunlar, kendi aralarında konuşurken, içtimaî kuruluşun bozukluğu neticesi, umumî ahlâk düşüklüğüne miyar olabilecek misaller verirler. İşte bakınız, bir inşaat mühendisi olduğu anlaşılan şu sarışın erkek, "...." şehrindeki büyük dokuma fabrikasının yapılışında rastladığı tuhaf hâdiseyi anlatıyor: "....." şehrinde bulunan işçiler, sabahleyin inşaata gelirken koltuklarında getirdiği ekmeği, akşamleyin geri götürürlermiş. Niçin ekmekli geliyor ve ekmekli gidiyorlar. Bir gün apansız kontrol etmişle. "....."li amele, meğer, evinden getirdiği ekmeği fabrikada oyuyor, değeri beş kuruştan aşağı olmıyan burgulu çivileri içine yerleştirerek ustalıkla aşırıyormuş! 
   Üçüncü mevki kompartımana gelince...
   Üniversityeyi yeni bitirerek vekâletlerden birine kapağı atabilmek için Ankaraya giden yüksek tahsil gençleri, iş bulmak ümidile yola çıkan işsizler, taşrada garsonluk, şantözlük yapacak kadınlar, esnaf ve amele burada baş başadır. Yataklı vagon yolcusu ne kadar kapitalist ve birinci, ikinci mevkide seyahat edenler ne derece burjuva ise, üçüncü sınıf kompartımanda olanlar da o nisbette komünisttirler. Fakat, onların bu komünistçe düşünceleri, bir sevki tabiî neticesidir. Yüzlerce insanın emeğini ve alın terini gaspederek, vicdanına kara bir badana, haris ellerine kan bulaştırarak servetini kolayca yapan ZENGİN karşısında onlar daima nefret ve istikrah duyarlar. 



   Reşat Enis, Afrodit Buhurdanında Bir Kadın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder