(...)
Samim Kocagöz, Ekmek Kavgası Emek Öyküleri 1
Volta vuranlar beş kişi olmuşlardı. Delikanlı, hâlâ kapıya dayanmış, yüzü, yarım yüzü boncuk boncuk terlemişti. Yaşlı bir kadın, anası, ona yaklaştı:
"Ekmek ye acık oğul..." diye kuru darı bezdirmesi uzattı. Delikanlı, bezdirmeyi elinin tersiyle itti:
"Yiyesim yok," diye homurdandı.
Aksakallı adamın dediği, bir saat sonra gerçekleşti: Meydanın altbaşından bir toz bulutu kalktı. Bir atlı, doludizgin kapıya yöneldi. Gem kastı, atından yere atladı. Gelen kahya efendiydi. Irgatlardan üçü, koştular. Atın yularına yapıştılar. Hemen aşağı yukarı atı dolaştırmıya, terini aldırmıya giriştiler. Kahya, posbıyıklarını sıvazladı. Kırbacı ile parlak çizmelerini döğdü. Karşısında ellerini göbeğinin üstünde kavuşturan Aksakallının yüzüne bir baktı:
"Ağama bir iş danışmaya geldim. Dengini düşürürsem, senin geldiğini söylerim..."
"Sen bilin kahya efendim."
"Bakalım iş gerekirse, ağam, kapıları açtırır..."
"Ömrüne bereket efem... aslan oğlum..."
Kahya, kuzuluğun ipini çekti. İçeriye girdi. Kapıyı kapadı. İhtiyar, ardına döndü.
"Gördünüz mü? Demedim mi ben size?"
Millet boynunu kırdı. Başını eğdiler. Vardılar, duvarın dibine sıra sıra oturdular. Yüzlerin kırışıklıkları, hatları yumuşar gibi oldu. Hürmetle, riayetle Aksakallıyı süzdüler. O, elini uzattı. Eski çulların arasında duran testiyi işaret etti. Delikanlı, koştu. Bir maşrapa su doldurup, sol elini göğsüne koyarak, sağ eliyle sundu. İhtiyar sakallarından döke döke, kana kana suyunu içti.
Beklediler.
Beklediler.
Güneş beyinlerini yakan yüreklerini kurutana dek beklediler. O, on beş yaşlarındaki çocuk, bir paçavra ile kahya efendinin atının boynundaki terleri kuruladı. Boş gözlerle kalabalık, bir zaman da atı seyretti: "Maşallahı var!.." diye söylenenler oldu. Sonra dönüp dönüp kapıya bakmaya başladılar. Ha açıldı ha açılacak. Bir açıldı mı, sanki dünyalar bizim olacak. Dünyayı değil, ekmek bağışlayacaklar; bileğimizin, kolumuzun hakkını... Alnımızın terinin karşılığını.
Delikanlı, şimdi kapının eşiğine çömelmiş, her an sıçrayacakmış gibi bekliyordu. Volta vuranlar, kahya efendinin atının başının ucunda bekliyorlardı. Kadınlar, çocukları kucaklarında, dizlerinin üstüne durmuşlar, bekliyorlardı.
(...)Samim Kocagöz, Ekmek Kavgası Emek Öyküleri 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder