Önce yaşlılardan başlıyor: bacakları, dişetleri şişiyor, sekilerin üstüne yatmış inliyorlar, kimsenin anlamadığı bir şeyler sayıklıyorlar. Hastalık ocaktan ocağa yayılıyor. Ocaktan ocağa gidiyor İvan Romaniç dua etmek için, iyileştirmek için, ikonanın önünde eğiliyor, yüz defa, iki yüz defa, ter içinde, zorla ama böyle daha iyi hissediyor kendini.
Matriona-Pliasseya sobanın üstünden ihtiyara gülüyor:
- Hayır, yiğit adam! Eğer bacakların seni taşıyorsa dans etmelisin; bu seni ibadetten daha çabuk iyileştirir.
Ama Matriona, artık sekisinden inemiyor. Şişesinden bir yudum alıyor, şarkılarını söylüyor, ocak şeytanı sessizce eşlik ediyor ona.
- Stepka, hey, duyuyor musun, Stepka, nasıl eğleniyor? Kilerdeki şişelerin üzerinde oynuyor.
Stepka'yı yaşlı kadını beklemesi için koymuşlar. Bir köşeye büzülmüş, gözleri kocaman. Tanrım, ne olur biraz aklını başına toplasa; sayıklıyor, deli bu kadın.
Pencerede yıkanan gece. Stepka İvan Romaniç'i bulmak için koşturuyor; Matriona son saatlerini yaşıyor: onun için dua etmek gerek.
İvan Romaniç dönüyor, yaşlı kadının yanına, sofaya tırmanıyor, ağaçtan oyulmuş bir haç tutuyor. Ama Matriona gözlerini açıyopr ve altından bir deste oyun kağıdı çıkarıyor:
- Geldiğin iyi oldu. Stepka, zavallı aptal, oynamayı bilmiyor: ikimiz koz oyunu oynayalım.
İvan Romaniç gülüyor, yanına oturuyor onun. Yeşilimsi ayin kaftanı, üç kazık boyunda, yaslı yüzüyle: ininden çıkan şeytan mutlaka, yaşlı kadını geri getiren.
Böylece koz oyunu oynuyorlar. Yaşlı kadının şansı var; hayatında hiç bu kadar şanslı olmamıştı. Kupa kızı gelse yetiyor, oyun bitecek.
Kupa kızı geliyor. Yaşlı kadın bir kahkaha patlatıyor ve bütün kozlarını orada bırakarak ruhunu Tanrıya teslim ediyor.
Yevgeni Zamyatin, Kuzey