انتحال و تر حقى جمعيتى

The Committee of Undertaking and Plagiarism

22 Temmuz 2012

Pazar

   (...)
   Gülümseyerek teşekkür etti kız. Kaldırımdan indiğimde, başörtülü yaşlıca bir kadına rastladım. Orada dikiliyor, elindeki erkek çoraplarını satıyordu. Şehrin her yanı çorap satıcılarıyla doluydu. O kadar ucuzdu ki çoraplar "hemen delinse de ziyanı yok, atarım" diye düşünüp alıyordunuz. Nitekim sokaktan aldığın çoraplar hemen deliniyorlardı, dükkândan aldıklarımın çoğu da. 
   "Üçü bir milyona."
   Yaşlı kadından üç çorap aldım, bir milyonu verdim. 
   Birkaç kez teşekkür etti kadın. Sonra da "Allah senden razı olsun" dedi. Sonra bu duayı, ona çok büyük birşey bağışlamışım gibi bir daha tekrarladı. Şaşılacak bir yumuşaklıktaydı. Dua onun ağzında, dilencilerin ağzındaki gibi değildi. Zaten yaşlı kadın dilenci değildi Ya bu dünyada yalnız kalmıştı, kendi kendini geçindiriyordu ya da çocuklarına, belki de torununa, torunlarına bakıyordu.

O çoraplardan birini İstanbul'dayken giydim. Birini de yurtdışına giderken yanıma aldım. Kaçıncı defadır yıkayıp giyiyorum, delinmedi.
   Üç yüz bin liraya bir çorap... Ama o kadının pazar sabahı tenhalığındaki o çarşı ortasındaki alanda, kitabevinin önündeki sokakta tekrarlayıp durduğu teşekkürleri unutmayacağım. Cebimde birkaç milyon lira bozuk para olduğu için hak etmiyorum bunu. Özenli giyinmiş de olsam, -kim bilir?- efendiye de benzesem, layık değilim buna. O fakirliği içinde dürüst insanın düzeyinde değilim ben. Cebime -çok olmasa da- daha kolay para giriyor. Annesi babası ortada olmayan torunuma da bakmıyorum. Hayat çilesini o kadın kadar çekmedim. Pazar sabahı Beşiktaş çarşısında, bir şeyler satıp nafakamı çıkarmak için inmiyorum. Tersine bir şeyler alıyorum, çarşıya keyfimden iniyorum. Pazar sabahı orası hoşuma gittiği için. Bir gün bu kente dönüp de, bir daha başka yere kımıldamamak üzere yerleşirsem, sağda solda, bu kentte az da olsa bu çeşit insanlar kaldığı için yapacağım bunu.




   Demir Özlü, Geçen Yaz Kentte Kızlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder